Kahraman Maraş ve İlçeleri Web Tanıtım Sitesi
  Osmanlı Dönemi-1
 

4.3. Osmanlı Dönemi 

                    1515 Yılında Maraş ve çevresi Osmanlılar tarafından fethedildi. Ancak Dulkadiroğulları Beyliği'ne hemen son verilmedi. Yavuz Sultan Selim, Dulkadir topraklarının idaresini Şehsuvaroğlu Ali Bey'e verdi. Ali Bey'in Dulkadir hükümdarı mı yoksa Osmanlı Devleti'nin bir valisi mi olduğu açıkça belli değildi. Şehsuvaroğlu Ali Bey, Maraş ve Elbistan civarından asker toplayarak, Yavuz'un Memlükler üzerine yaptığı seferlere iştirak etti. 1516 yılında Nizip civarında Mercidabık Savaşı'nda Osmanlı ordusu Memlük ordusunu ağır bir yenilgiye uğrattı. Memlük Sultanı Kansu Gavri yenilginin üzüntüsünden öldü. Onun yerine Tomanbay Memlük Sultanı oldu. Ali Bey bu savaşın kazanılmasında büyük kahramanlıklar gösterdi. Antep ve çevresinin Osmanlılara katılmasında yararlıklar gösterdi. Osmanlı ordusunun Suriye ve Mısır'a yürüyüşü sırasında, Ali Bey, Osmanlılara kılavuzluk yaptı. 1517 yılında Kahire önlerinde Ridaniye Savaşı'nın kazanılmasında büyük rol oynayan Ali Bey, Yavuz'un güvenini kazandı. Yavuz Sultan Selim, Memlük Sultanı Tomanbay yakalanınca onu Ali Bey'e teslim etti. Ali Bey de babası Şehsuvar'ın Kahire'nin Babü'z-Züveyle'de idam edilişinin intikamını, Tomanbay'ı burada idam ettirerek aldı. 

                    Mısır seferi dönüşünde Yavuz İstanbul'a giderken Ali Bey de memleketine döndü. Beyliğin merkezini Maraş'tan tekrar Elbistan'a taşıdı. Ali Bey kendisini bağımsız bir devletin hükümdarı olarak görmekle beraber Osmanlı Devleti ile dostça geçindi ve Osmanlıların her yerde yardımına koştu. 1519 yılında eski Dulkadir toprakları olan Bozok (Yozgat)'da ortaya çıkan Celâl'in Osmanlılara karşı isyanını bastırarak, Celâl ve adamlarını ortadan kaldırdı. 1521 tarihinde Suriye'de Osmanlı Devleti'ne karşı, Memlük Devleti'ni yeniden kurmak için Canberdi Gazali büyük bir isyan başlatmıştı. Bu isyanı bastırmakla görevlendirilen Osmanlı komutanı Ferhat Paşa'yı beklemeden Canberdi Gazali'nin üzerine yürüyen Ali Bey, onu mağlup ederek katletti. Bu durum Ferhat Paşa'nın Ali Bey'i kıskanmasına neden oldu. Ali Bey Osmanlılara bağlılık göstermesine rağmen, kendini bir hanedan üyesi olarak görüyordu. Osmanlı Devleti ise onu bir sancak beyi olarak kabul ediyordu. Mısır ve Suriye'yi de fetheden Osmanlılar, toprakları arasında bağımsız bir devleti asla kabul edemezdi. Dulkadir ülkesinde Ali Bey'in bazı uygulamalarından rahatsız olan halkın Padişaha şikayetleri üzerine, Osmanlı Devleti Ali Bey'in ülkesine teftiş memurları gönderdi. Ali Bey içişlerine karışıldığını düşünerek gönderilen müfettişleri derhal katlettirdi. Bu olay iki taraf arasında bardağı taşıran son damla oldu. Ali Bey'i kıskanan ve ona muhalif olan Ferhat Paşa, Kanuni'den, onun katline dair bir ferman aldı. İran seferi bahanesiyle Tokat'a çağırılan Ali Bey, Artukova'da (Artova) oğulları ile birlikte 1522'de katledildi. Böylece Dulkadiroğulları Beyliği tamamen Osmanlılara bağlandı. 

                    Dulkadiroğulları Beyliği topraklarından Maraş ve Bozok bağımsız sancaklar haline getirildi. 1531 yılında Dulkadir Eyaleti kuruldu. Maraş merkez olmak üzere Antep, Sis ve Bozok da bu eyalete sancak olarak bağlandı. Maraş'ın fethinden sonra burada görev yapan Osmanlı idarecilerine karşı sık sık isyanlar başladı. 1526 yılında Söklenoğlu Musa isyanı ortaya çıktı. Bu isyanın arkasından Atmaca adlı bir kişinin isyanı oldu. Atmaca, Karaman Beylerbeyi Hürrem Paşa'yı yenilgiye uğrattı. Sivas Beylerbeyi Hüseyin Paşa da Atmaca karşısında mağlup oldu. Oldukça kapsamlı olarak ortaya çıkan bu isyana Dulkadir halkından birçok insan katıldı.

                    Atmaca isyanının bastırılmasından sonra Dulkadirlilerden Zünunoğlu ayaklandı. Zünunoğlu Osmanlılara yenilerek İran'a kaçtı.

                    Aynı yıllarda Maraş ve Elbistan çevresinde Kalender Çelebi, etrafına 30.000 kişi toplayarak büyük bir isyan çıkardı. Toprakları ellerinden alınmış olan Dulkadir halkından bir çoğu bu isyana katıldı. Sadrazam İbrahim Paşa Dulkadir halkına eski dirliklerinin verileceğini vaad ederek bu isyanın bastırılmasını sağladı. Kanuni döneminde Maraş bölgesinde olan bu isyan hareketleri neticesinde şehir büyük zarar gördü. Bu yüzden yıkılan ve tahrip edilen Maraş Kalesi Kanuni zamanında imar edildi.                   

                    Yavuz Sultan Selim 1514 yılında Çaldıran Zaferi'ni kazandıktan sonra, Doğubeyazıd civarındaki Türkmen aşiretlerinden biri olan Bayazıdlı ailesini Maraş civarına yerleştirdi. Bu ailenin Maraş'a getirilmesinden sonra Dulkadirlilerle Bayazıdlı ailesi arasında büyük çekişmeler oldu. Osmanlı Devleti'nin desteğini elde eden Bayazıdlı ailesi Maraş tarihinde önemli rol oynadı. Bu aileden birçok kişi Maraş'ın idaresinde etkili oldu. Ailenin lideri İskender Bey'e Çavuşbaşılık rütbesi verilmesi ile Maraş'ta bu ailenin nüfuzu uzun yıllar devam etti. Bayazıdlı ailesinden birçok kişi gerek Maraş'ta, gerekse Osmanlı ülkesinin diğer yerlerinde önemli görevler üstlendiler. Dulkadir ailesi ise devlet idaresinden tamamen tasfiye edilemedi. Bu sebeple iki nüfuzlu aile arasındaki çekişme XIX. yüzyıla kadar devam etti. 

                    Dulkadiroğulları döneminde Maraş ve Elbistan şehirleri bir beyliğin önemli merkezlerindendi. Bu yüzden bu iki şehirde önemli siyasî, ekonomik ve kültürel gelişmeler oldu. Ancak Maraş ve Elbistan, Osmanlı topraklarına katıldıktan sonra diğer Anadolu şehirlerinden biri haline gelerek eski stratejik önemlerini yitirdiler. 

                    1570 yılında Osmanlı ordusunun Kıbrıs seferine Maraş Beylerbeyi Mustafa Paşa da katıldı. Mustafa Paşa, Maraş'tan topladığı askerler ve 500 süvari ile Magosa istikametine gönderildi. Kıbrıs'ın fethi için Maraş'tan götürülen askerler önemli başarılar kazandılar. Kıbrıs'ın fethinden sonra Anadolu'nun diğer şehirlerinden olduğu gibi Maraş'tan da Türkler adaya yerleştirildi. Anadolu'dan Kıbrıs'a yerleşen Türkler ikamet ettikleri yerlere, geldikleri yerlerin adlarını verdiler. Adaya ilk çıkan Maraşlı göçmenler Magosa Limanı'nın hemen güneyine yerleşerek Kıbrıs'ta bugünkü Maraş şehrine isimlerini verdiler.

                    XVI. yüzyılın sonları ile XVII. yüzyıl başlarında Büyük Celâli karışıklığı olarak adlandırılan isyanlar sırasında, Maraş bölgesinde de birçok olaylar meydana geldi. 1599'da çıkan Karayazıcı isyanı sırasında Maraş bölgesi, eşkıyanın eline geçti. Maraş'ı ele geçiren Karayazıcı, şehri yakıp yıkarak Urfa'ya doğru kaçtı. Sokulluzâde Hasan Paşa, Karayazıcı'nın adamlarını Göksun ve Elbistan arasında mağlup etti. Bu savaşta isyancıların sayısı 30.000'i buluyordu. Bu isyanlar sırasında şehirler boşaldı ve köyler terk edildi. Can güvenliği kalmayan halk dağlara kaçarak Celâlilere katılmak zorunda kaldı. Hatta 1602 yılında Erzurum Beylerbeyi Mehmet Paşa, İstanbul'a yolladığı arzda Maraş halkından olup da topraklarını terk ederek Çıldır, Kars ve Gürcistan'a doğru kaçan büyük bir kalabalık olduğunu bildirdi.

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol